İyi bir Fenerbahçeli olarak daha Galatasaray'daki o ilk Avrupa maçından itibaren ezeli rakibimizin parlayan genç yıldızını takip ederim.
Daha o dönemler altyapıdan yetişen ve Manisa'ya gidip kendini ispatlayan bir yıldızken geleceğinin parlak olacağını belli ediyordu.
İlk önce Galatasaray'da kendini gösterdi ve genç yaşta kaptan olacak kadar bir sorumluluk verildi omuzlarına...
Takımda daha tecrübeli isimler varken 10 numara kendisine verildi ve kaptan yapıldı.
İyi de oynadı, genç ve yetenekliydi. Bu yeteneği onu Avrupa'nın büyük takımlarından Atletico Madrid'e taşıdı.
Gittiği ilk yurt dışı deneyiminde çok da kötü değildi ilk zamanlar ve sonraları asıl patlamasını yaptı.
Takımının en etkili simlerinden oldu
Taraftar onu çok sevdi ve orada da formunu buldu, yeteneklerini sergiledi.
Ama ne olduysa işte o performansından sonra oldu.
Dünyanın en iyi 2 takımından biri olan Barcelona'ya gitti.
Kimine göre bu bir sponsor transferiydi. Barca'ya sponsor olan Beko'nun transferi...
Kimine göre ise orada olmayı hak ediyordu.
Bunun para+yetenek işi mi yoksa sadece yetenek işi mi olduğu ise zamanla belli olacaktı.
Ve büyük umutlarla Barcelona'ya imza attı.
Şanssızdı çünkü hayalindeki Barcelona'da oynamak için yarım sezon beklemesi gerekecekti.
İşte Messi, Neymar, Suarez, İniesta gibi dünya yıldızlarının arasına girmesi zaten zor iken bir de yarım sezon maça çıkamayacak ve kondisyon eksikliği yaşayacaktı.
Ama yine de fena bir başlangıç yapmadı 2. yarıya başlarken...
Ve bir sonraki sezon ilk haftalarda başarılı oldu, güzel bir performans sergiledi.
İspanya'da başarılıydı; Türkiye'de ise adeta bir kral gibiydi.
Ülkeden İspanya'ya giden herkesi misafir ediyor, Şampiyonlar Ligi'nde, La Liga'da golleri art arda sıralıyordu.
Başarılıydı, her şey iyi gidiyordu...
Tabi bu arada İnstagram'dan neredeyse yürümediği güzel manken de kalmıyordu.
Özel hayatında da sevgilisiyle bir dargın bir barışık devam ediyordu.
Bu kadar şöhret acaba fazla mıydı ona
Şöhret kendisini bozacak mıydı, oyununu etkileyecek miydi?
Durun daha karar vermemiştik biraz daha bekleyip görmeliydik.
Ve bir sonraki o kara sezon...
İlk önce prim skandalı, milli başarısızlık ve milli takım taraftarlarınca yuhalanmalar, paragöz yaftaları...
Tüm bunların üstüne bir de takımında neredeyse artık hiç forma giyememesi moralini iyice alt üst etti.
Artık spor basınına değil magazin basınına malzeme veriyordu.
Messi'den ziyade İnstagram'dan mankenlere pas atıyordu.
Neymar'la değil Acun Ilıcalı ile şakalaşıyordu.
Ve tüm bunların üzerine bir de milli maçın hemen öncesi babası yaşındaki gazeteci abimizin boğazına sarılıp ağza alınmayacak terbiyesizce küfürler etmesi ise bardağı taşıran son damla oldu.
Evet ilk önce burada daha sonra ise İspanya'da istenmeyen adam oluvermişti.
Gerçekten bunu başarmıştı. Şaka gibiydi...
Üstelik de çok kısa bir sürede...
Yoksa asıl yeteneği bu muydu?
Nasıl da başarmıştı bu kadar itici olmayı; biz onu severken Barcelona'da ayağına her top geldiğinde biz heyecanlanıyorken...
Bravo vala!
En sonunda Barcelona'da selam bile vermiyorlardı kendisine ve 41 milyon dolar bonservisle geldiği takımdan kimsenin para vermek istemediği bir isme dönüşmüştü
Ve sonunda beklenen oldu.
Hiç bir yerden kendisine yer bulamayınca ülkeye dönecekti
Galatasaray'a...
Ama gel gör ki kaderin cilvesi bu ya...
Fatih Terim ile kavgalıydı ve kendisi Galatasaray'a gelmek isterken Terim buna engel olacak ve takım bulamadığı için Başakşehir'e mecburen imza atacaktı.
Bayrampaşa'dan - Barcelona'ya gitmeyi başarmış oradan Londra'ya gidilebilecekken o Başakşehir'e rotayı kırmıştı...
Tam bir tilkinin dönüp dolaşıp gideceği yer kürkçü dükkanı misali...
Yapacak bir şey yoktu bir idol iken bir anda kötü örnek olmuştu artık...
Ama Başakşehir çok iyi bir takımdı ve ligde zirvelerdeydi, şampiyon olabilecek güçteydi.
Kendisini belki burada tekrar gösterecek ve tüm bu olumsuz havayı belki de dağıtabilecekti.
İlk haftalar iyi başladı, ilk maçında gol attı, güzel oynuyordu ve sanki olumsuz havayı dağıtacak gibiydi...
Ah o son maç yok mu o son maç!!!
Ne gerek vardı bu kadar sinirlenmeye hakemin yakasına yapışmaya...
Adamı dövecekti neredeyse...
Zaten herkes senden nefret edecek duruma gelmiş böyle bir antipatin var.
Neden o hareketi yaptın ve neden kendini resmen bitirdin?
O gün senin cenaze namazındı farkında değil misin?
Bilmiyor musun insanlar en çok da başarılı olmuş kişilere vurmaya çalışırdı.
Yaktın kendini be Arda..
Adeta bir kariyer nasıl bitirilir 90+4'te full hd izledik
Bu filmin adı başarı hikayesi olacakken Arda Turan'ın çöküşü oldu...
Biz futbol severler de en az senin kadar üzgünüz bundan emin ol...
Bir Fenerbahçe taraftarı bile senin böyle olmanı hiç istemedi.
Yazık oldu sana ve sana inanan bizlere...